Erdoğan KAYA (Gazeteci - Yazar) Aksaray Tarihi
Sayfalar  
  Ana Sayfa
  KİTAPLARIM
  Benim Şiirlerim
  KÖŞE YAZILARIM
  Üyelik ve Forum
  Fotoğraflar
  Benim KÖYÜM
  TATLICA KÖYÜNDE MİLLİ GÜREŞÇİLER GÜREŞTİ
  Aksaray Tarihi
  Aksaray Tarihi Hakkında
  Aksaray'dan İstanbul Aksaray'a
  Selçuklu Eseri Ulu Cami
  KIZIL MİNARE (EĞRİ MİNARE)
  ZİNCİRİYE MEDRESESİ
  Kurşunlu Cami ve Diğer Tarihi Camiler
  Aksaray'da Kabri Bulunan Bazı Veliler
  Aksaray'da Yöresel Alkış ve İntizarlar
  Yöresel Şive Okşamaları
  Yöresel Deyimler ve Atasözleri
  Aksaray'da Yöresel Konuşmalar
  Aksaray'da Yöresel İsimler
  Aksaray'da Mahalli Yemekler
  ŞEYH HAMİD-İ VELİ (SOMUNCU BABA)
  ŞEYH CEMALEDDİN-İ AKSARAY-İ
  Kim 1 Milyon İster?
  Bilgi Yarışması
  Kişisel Resimlerim Fotoğraflar Bölümündedir.
  Aksaray Köy ve Kasaba Resimleri Fotoğraflar Bölümündedir
  KARDEŞ SİTELER
Aksaray'da Kabri Bulunan Bazı Veliler

ELHAC ABDURRAHMAN EFENDİ:

         Bu zat Borlu Kuddusi Babanın oğludur. Kabri Şerifleri Ervah Kabristanlığında Somuncu Baba Mescidinin ilerisindedir. Kesme taş duvarla çevrili olup kabrinin üzeri açıktır.

 

BAYRAM BABA:

         Bu türbe Bayram Baba Mahallesi, Bayram Baba Tepesi önündedir. Tepenin önünden mamasın Baraj kanalı geçmektedir. Karşısındaki tepede ise eski mezarlar mevcuttur. Türbe eski yapısı ile dikkat çekerken kubbesinin yıkıldığı ve yerine yenisinin yapıldığı bilinmektedir. Türbenin üzeri ise sonradan yapılan yapı ile üzeri kapatılmıştır.

 

BED Rİ MUHTAR VELİ:

         Bed ri Muhtar kabristanlığı içinde bulunan türbe, dağ eteğine meyilli ve caminin yan tarafındadır. Kerpiçten yapılan türbenin üzeri ve bazı duvarları yıkık vaziyettedir. Türbenin içinde üç yatır mevcuttur. Mezar taşlarının üzerinde kitabe yoktur.

         Evliya Çelebi seyahatnamesinde Bed ri Muhtar’a “Bedrettin Sultan Veli” diye hitap ediyor. Hatta Taşpazar mahallesinde bulunan Bedriye Medresesini inşa edenin de bu zat olduğu söyleniyor.

 

MELİK MAHMUT GAZİ:

         Kabri şerifleri Ervah Kabristanlığında, Somuncu Baba türbesi ilerisindeki Elhac Abdurrahman Efendinin kabri şeriflerinin ilerisindedir.

 

ÇAPUT BABA:

         Bu türbe Şifahane mahallesinde Yusuf Hakiki Babaya yakın bir yerdedir. Bu zata halk Çaput Sultan veya Çaput Baba demektedir. Bu zatın giyiminin çok yamalı olması nedeni ile Çaput Baba diye anılmaktadır. Bu türbede eskiden mumya olduğu söylenir. Burası Selçuklular tarafından yapılmıştır. Yapı itibari ile eski Kümbetlere benzemektedir.

 

ÇARKÇI BABA:

         Kabri şerifleri Ervah Kabristanlığında Somuncu Baba mescidinin ilerisindeki taş duvarla çevrili yerde olup yanında Hacı Nesip Efendi meftundur.

 

HALLAC-I MANSUR:

         Kabri şerifleri Çerdiğin mahallesindedir. Bahçe içerisindeki bu mezar adi taşlardan yapılmıştır. Üstü açıktır, çevresinde bulunan yıkıntıların o döneme ait tekke ve zaviye olduğu tahmin edilmektedir.

 

HASAS BABA:

         Bu türbe adını kendisinden aldığı Hasas Mahallesi girişinde sağ taraftadır. Kabri ise türbenin altında iki üç metre derinliktedir. Türbe zamanla yıkıldığından 1985 yıllarında hayırsever vatandaşlar tarafından sarı taşla yeniden yapılmış ve üzeri demir kafesle kapatılmıştır. Kitabesi yoktur.            

 

HAMZA BEY TÜRBESİ:

         Bu türbemiz Şifahane mahallesindedir. Burada birde mektep vardır, mektep ise bakımsızlıktan yıkılmıştır. Buradaki kitabede ise Gazali soyundan Sinan Beyoğlu Hazma Bey tarafından yaptırıldığı yazılıdır. Eski beylere mahsus bir kavuk mezarın baş taşında bulunmaktadır.

 

 

 

YUSUF HAKİKİ BABA TÜRBESİ VE MESCİDİ:

         Yusuf Hakiki Baba, Şeyh Hamid-i Velinin oğludur. Türbe Babasının adını taşıyan Şeyh Hamid mahallesindedir. Hicri 800 yıllarında doğduğu tahmin edilmektedir. Bu tahmin çocuklarına ait mezar taşlarından yola çıkılarak yapılmaktadır.

         Yusuf Hakikinin mescidi, türbesi ve külliyesi Malik Mahmut Gazi tarafından kesme taşlardan yapılmıştır. Mescit ve türbe büyük taşlarla çevrilmiş bir avlu içerisindedir. Ana giriş avlusu büyük taşlardan yapılmıştır. Sağında, solunda ve iç kısımlarında 4 adet mihrapçık bulunmaktadır. Avluya kemerli köprü kurulmuş ve buradan su kanalı geçmektedir.

         Mescit kısmı sonradan tadilat yapılarak elden geçirilmiştir. Günümüz sıva ve işlemeleri yapılmıştır. İç kısmına da Hutbe okunması için bir mihrap yapılmıştır. Mescidin içinden türbeye küçük bir kapıdan eğilerek geçilir. Türbe kısmında tahta sanduka yer almaktadır. Yeşil örtüyle örtülü bulunan bir kabir bulunmaktadır. Türbe 1990 lı yıllarda yeniden tadilat görmüştür. Bakımı ise halen bir hemşerimiz tarafından yapılmaktadır.

 

YUNUS EMRE TÜRBESİ VE ÇİLEHANESİ:

         Yunus Emre XIII. YY. da yaşamış büyük Türk şairidir. Yunus Emre’nin doğum yeri memleketi ve gerçek ölüm yeri ile ilgili birçok yazar ve araştırmacılar yirminin üzerinde yer belirlemiştir. Bunların ekseriyeti kendilerine daha yakın olan yerlerde yaşayıp öldüğünü iddia etmektedirler. Bazı yazar ve bilim adamları da Aksaray Ortaköy ilçesi Sarıkaraman kasabası Reşadiye köyünde bulunan türbesinde olduğunu iddia etmektedirler.

         Yunus Emre’nin 5 ayrı yerde makamı bulunmaktadır. Bunlar ise, Afyon, Isparta, Eskişehir, Karaman ve Aksaray’dır. 1995 yılında Aksaray’da tertiplenen anma günü çalışmalarında benim de Belediye Basın, Yayın ve Kültür Müdürü olmam nedeniyle İl Kültür Müdürlüğüyle ortaklaşa düzenlediğimiz etkinlik çerçevesinde Prof. Doktor Sadık TURAL tiyatro salonunda yaptığı konuşmada öğrencilerinden Mustafa TATÇI’NIN hazırladığı tezden bahsederek, öğrencisinin Kültür Bakanlığı tarafından yayınlanan tezinde, Yunus Emre’nin Miladi 1240–41 de doğmuş 82–87 yıl yaşadığı, 1329–30 da vefat ettiğini söylemiştir.

         Yunus Emre’nin Hacı Bektaş-ı Veli ile aynı dönemde yaşadığı Hacı Bektaş-ı Veli kendisini ziyaret tepe de ziyaret etmiştir. Bu ziyaretin bir rivayete göre Taptık Emre dergâhında yapıldığı söylenmektedir. Türbesi Sarıkaraman nahiyesi, Reşadiye köyündedir. Türbeye giriş Batıdan olup, üç basamaklı türbeye çıkılmaktadır. Kapı kısmı ise kemerli olup plan itibari ile kare görünümlüdür. Orta kısmına yapılan mezar Doğu-Batı istikametindedir. Çilehane türbenin 500 metre Doğusunda bulunmaktadır.

         Yunus Emre gibi bir zatın, kabrinin veya memleketinin nerede olduğu bence önemli değildir. Yukarıda saydığımız yerlerde yaşamış olabilir. Zaten böyle bir mübarek zatın birçok yerde yaşaması normaldir. Önemli olan onun fikir ve düşüncelerini yaşatmaktır.

 

TAPTUK BABA:

         Taptuk köyü Aksaray’a bağlı bir yerleşim birimidir. İlimize uzaklığı 25 km. dır. Ekecik dağı eteğinde bulunan ve Taptuk Emre’ye ait olduğu söylenen caminin yanındaki avlunun sağ kısmındadır. Türbenin yanına bu caminin sonradan yapıldığı ve tekrar yerine 1988 yıllarında minareli bir cami yeniden inşa edilmiştir. Mezar taşı sandukadan yapılı ve sonradan demir parmaklıklarla örülmüştür. Yunus Emre’ye şeyhlik yaptığı ve Yunus Emre’nin Taptuk Babayı sık sık ziyaret ettiği rivayettir. Yanı başında bulunan bir başka mezarında Yunus Emre’ye ait olduğu yöre halkı tarafından söylenmektedir. Bununla ilgili bir kitabe yoktur. Yalnız bilinen bir hakikat var ki Taptuk Baba o civarın erenlerinden ve sözü dinlenen bir zattır. Köylüleri ona sahip çıkarak mezarını onarmışlardır.

 

ŞEYH HAMZA TÜRBESİ:

         Rufai tarikatı şeyhlerinden olan bu zatın kabri Ervah Kabristanlığında, Şeyh Hamid-i Velinin Türbesinin solunda ve tepenin eteğinde iki kubbeli bir bina ve önünde bir hazire vardır. Kubbeler tuğla ile yapılmış ve üzeri harçla sıvanmıştır. Binanın uzunluğu 5,5, eni 4 metredir. Kubbenin ön tarafı açıktır. Sağında bir penceresi vardır. Burada bir yatır vardır. Türbenin hiçbir yerinde yapıldığı tarih ve yaptırana ait bilgi ve kitabe yoktur. Türbe sonradan tadilat görmüştür.

 

HIRKALI SULTAN TÜRBESİ:

         Bu türbe Sebil Mahallesi (Coğlakı) sonunda olup Ervah Mezarlığı yol ayrımı karşısındadır. Üzeri tuğla ile örtülüdür. Kıble tarafından mescide gidilir. Bakımsız olan bu türbenin sadece mihrabı vardır. Mescidin girişinde üç tane kabir bulunmaktadır. Kitabesi yoktur.

 

KARA ABDAL TÜRBESİ:

         Bu türbemizde Pamucak mahallesinde Kadı oğullarının bahçesindedir. Üzeri açık herhangi bir kitabesi yoktur. Esmer oluşundan dolayı halk arasında Kara Abdal olarak bilinmektedir.

 

EMİR ŞEYH TÜRBESİ:

         Meydan mahallesinde bulunan ve Şeyh Vahap Beyin bahçesindedir. Bu zata Kabak Baş Velide denmektedir.

 

KEMAL BABA TÜRBESİ:

         Bu türbe Kılıçaslan Mahallesi kale altındadır. Ulu Caminin Güneyine de düşer. Çamurla sıvalı iki tane mezar vardır. Üzerinde ise toprakla örtülü bir bina vardır.

 

SANCILI DEDE:

         Bu kabir Paşacık Mahallesi yol ortasındadır. Yol ortasında olmasına rağmen, bu güne kadar hiçbir Belediye Başkanı yol çalışması esnasında saygıdan dolayı dokunmamıştır. Ağrı ve sancısı olan insanlar bu zata gelir ovalanarak şifa bulurlarmış. Bundan dolayı Sancılı Baba diye anılmaktadır. Mezarı taş sandukadan yapılı olup üzeri açık vaziyette bulunmaktadır.

 

PİR ALİ SULTAN TÜRBESİ:

         Bu türbe Taşpazar mahallesindedir. Eski medreseye yakın türbenin içerisindedir. Duvarları taştan yapılıdır. İçerisinde yedi tane mezar bulunmaktadır. Üç tanesi sandukalı dört tanesi toprakla örtülüdür. Pir Ali Sultan’ın doğumuyla ile ilgili kesin bir bilgi yoktur. Ölümü ise hicri 945 (miladi 1538–39) dur.

 

UZUN DEDE:

         Sebil mahallesi (Coğlakı) çarşı girişinde yolun sağındadır. Bu zatın boyunun çok uzun olmasından dolayı uzun dede diye anılmaktadır. Mezarının boyuda çok uzundur.

 

MERKEPLİ BABA:

         Kabri şerifleri Taşpazar Mahallesi Karatay Camisi avlusundadır. Bu zatın sürekli merkeple dolaşmasından dolayı Merkepli Baba denmiştir. Kitabesi yoktur.

 

 

 

 

 

 

 

ÇAVDAR BABA:

         Kabri şerifleri Büyük Bölcek Mahallesi, Çavdar sokak, Çavdar Cami yanındadır. Çavdar Baba denmesinin sebebi ise, ektiği çavdarlardan ihtiyaç sahiplerine dağıtması sonucu halk bu isimle kendisini çağırmıştır. Kitabesi yoktur.

 

 

 

ÜÇLER TÜRBESİ:

         Bu türbe Kılıçaslan mahallesindedir. İçerisinde üç tane sanduka vardır. Üzeri kapalıdır. Sonradan tadilat görmüştür. Bu türbenin bir bölümünde vakit namazları da kılınmaktadır. Buradaki yatırlarla ilgili olarak birçok söylemler mevcuttur. Ama bir kitabesi olmadığı için bu söylemleri buraya almadık.

 

TERME BABA:

         Aksaray Lisesinin Güneyindedir. Buraya Çukur bahçe de denmektedir. Türbe ise açıktadır. Eskiden belli yerleri yara olanlara Terme tedavisi yapılırdı. Dolayısı ile bu zatta bu kişilere okuyup tedavi edermiş. Bundan dolayı kendisine Terme Baba denmiştir. Halk bir süre daha bu türbeden toprak alarak yaralarına sürmüştür. Şu anda bu türbe bakımsızlıktan ve arsa sahipleri tarafından yok edilmiştir.

 

KÜLHANİ ALİ BABA TÜRBESİ:

         Bu türbemiz Kurtuluş Caddesi rampası çıkışındadır. Buraya Ali Baba Tekkesi de denir. Rampa inişinin solundadır. Ali Baba’nın Hasan Baba ile evliyalık hikâyeleri anlatılır. Bir rivayete göre Ali Baba’nın Hasan Baba’ya evliyalığını dağın başında değil şehirde yap da görelim diye çağrı yaptığı söylenir. Birbirlerine karşılıklı olarak taş ve pelit ağacı atarak ulaştırdıkları söylenir. Hasan Baba’nın dağdan attığı bu Pelit dalının Ervah Kabristanlığı’nın kapısına düştüğü ve şu andaki Kanlı Pelit’in o ağaca ait olduğu rivayet edilmektedir.

         Bu türbe II. Abdülhamit’in seraskeri Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır. Türbenin yan tarafında da bir hamam olduğu söylenir. Ali Baba burada külhancıymış. Türbenin bitişiğinde birde cami varmış. Arsa sahipleri yer açmak için cami ve hamamı yıkmışlardır.

 

KILIÇARSLAN TÜRBESİ (KIRK KIZLAR):

          Selçuklu padişahı II. Kılıçaslan Archalaus şehrinin harabeleri üzerine kurulan Türk-İslam şehri, Selçukluların ikinci payı tahtı idi. II. Kılıçaslan büyük bir komutan, güzel eserlere düşkün birisiydi. Kale içerisine aldığı Aksaray’da hamam, saray, kervansaray, medrese ve kale gibi eserler yaptırmıştır.

         Yaptığı kale dışında mevcut Kılıçaslan tepesine yazlık köşk, dinlenme ve konuklar için bir yer yaptırmıştır. Köşkün birde haremi vardı. Kırk Kızlar ismini de bu haremden almıştır. II. Kılıçaslan’ın yaptırdığı eserler günümüze kadar gelmiştir. Aksaray kalesi önünde savaşırken ölmüştür. İç organları kendisi ile götürülmemiş, kokma ihtimali ile Mumyalanarak bu tepeye gömülmüştür. Aksaray’da boğdurularak öldürülen IV. Kılıçaslan’ın da iç organları burada gömülüdür. Türbe kubbelidir, rivayete göre bu köşk bakımsızlıktan veya depremden harap olduğu sanılmaktadır. Bu türbe daha sonra aslına uygun şekilde yapılmıştır. 2000 yılında ise yeniden tadilat görmüştür. Türbe Ervah Kabristanlığı karşısındaki tepededir.

 

 

 

SEFİL BABA:

         Sebil(Coğlakı) mahallesi orta kısmı yol kenarındadır. Burada oturanlar Coğlakı Baba diye de anarlar. Garip bir yaşantısı olması nedeniyle kendisine Sefil baba denmiştir.

 

 

 

ŞEYH ABDURRAHMAN:

         Mezarı Ervah Kabristanlığı içinde Somuncu Baba türbesi yanındadır. Türbenin dört yanı taştan yapılı duvarla çevrilidir. Türbenin üzeri açıktır. Kitabesine göre Abdurrahman Efendi H. 1318, M.1901 yılında vefat etmiş ve söz konusu yere defnedilmiştir.

 

ŞEYH TUR HASAN TÜRBESİ:

      Bağlı köyüne 15 kilometre mesafededir. Akhisar’la Sağlık Köyü arasındadır. Buradaki arazi Çokrak (Çorak Viran) adını alır.

         Tur Hasan Dede Hicri 931-Miladi 1524–1525 yıllarında yaşadığı bilinmektedir. Doğum yılı tespit edilememiştir. Türbe ve Camisinin üzerindeki kitabeler yok olduğu için cami ve zaviyenin inşa tarihi gibi şeyhin ölüm yılı da bilinmemektedir. Bu Tur Hasan Bey ile Şeyh Turasan’ı ve Turasan Beyi karıştırmamak lazımdır. Bu Kanuni devrinde yaşamış bir zat’tır. Haseki Sultan’ın vakıf gelirlerinden onun zaviyesine senelik bir tahsis yapılmıştır. Her halde Haseki Hürrem Sultan’ın ve Kanuni Sultan Süleyman’ın sevgisini, saygısını kazanmış ergin bir hayırseverdir.

Anket  
   
Aksaray Tarihi  
  Aksaray ili ile ilgili bilgi ve resim istiyorsanız bilgi için Aksaray Tarihi sayfasına gidin fotoğraf istiyorsanız Fotoğraflar sayfasına bakınız  
Takvim  
 

 
Gazeteler  
 

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol