ERDOĞAN KAYA (BİZİM AYNA) 20 MART 2008 Perşembe ye girecek
ÇANAKKALE ŞEHİDİNİN TORUNU OLMAK
Ne zaman 18 Mart gelse rahmetli babamın ilkokul sıralarında anlattıkları gelir aklıma. Daha dün gibi o günkü anlatılanları hiç unutmam. Rahmetli babam bir eğitimci idi. Kendisi daha anne karnında iken babası Çanakkale’ye gitmişti. Birkaç yaşında iken de babasının şehit haberi gelmiş, ama onun hiç bir şeyden haberi yoktu.
Biraz büyüyüp, baba özlemi çekince, babaannesi kendisine anlatıyor. Sonra ağabeyi yani amcam, şeyh Sait isyanında şehit oluyor. Kendisi yapayalnız babaannesi ile kalmış. Tabii o dönemde Çanakkale den dönen gazilerimiz yaşadıklarını bunlara anlatmışlar. Bu savaşları kendisi yaşamış gibi anlatır ve gözyaşlarını tutamazdı.
Rum askerlerinin gebe kadınların süngü ile karnındaki çocukları çıkardıklarını anlatır, aç, susuz askerlerimizin ot yediğini, ayakları yalın, elbiseleri yırtık, sefil bir vaziyete düşmelerine rağmen, yurdumuzu düşmana teslim etmediklerini anlatmıştı. Bizde çocuk olmamıza rağmen hararetle dinlemiştik. İşte bu hatıraları unutmamız mümkün değildir.
Bende bir Çanakkale şehidinin torunu olmaktan iftihar ediyorum. Şehitlikteki isim plakalarına baktığımda, “ Hüseyin oğlu Mehmet” ismini gördükçe gururlanıyorum. Bana o isim çok şey anlatıyor. O dönemlerde soyadı olmadığı için askerlerimiz baba ve memleket isimleri ile çağrılır ve bilinirmiş. Bu günleri anmayıp ta neleri anacağız?
Her yıl 18 Martta kutlanan “Çanakkale Zaferi” Deniz savaşları’nda elde edilen ve tarihin o güne kadar görmediği muhteşem bir zaferdir. Dönemin güçlü süper devletleri Çanakkale de mücadele eden askerimizin önünde pes ederek geri çekilmişlerdir.
“Çanakkale Geçilmez” destanı sırasında eli silah tutan bütün vatan evlatları görev almıştır. Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Arnavut’u, Arap’ı, Boşnak’ı, Gürcü’sü ile toplam 250 bine yakın askerimiz islamın son ve asil bayrağını düşürmemek için şehit düşmüş geride ise onbinlerce gazi kalmıştır.
İnanç, vatan sevgisi, dayanışma, birlik ve beraberlik duyguları, zamanın en güçlü ve donanımlı ordularına karşı koymada en önemli faktörler olmuştur.
Bugünde aynı ruh ve inanca milletçe ihtiyacımız var. Çanakkale’de şahlanan ruh, milletimizin mayasını oluşturan ruhtur. Yeni nesilleri bu duygularla yetiştirebilmeli, dedelerinin emanetini torunlarına aktarabilmeliyiz. Konuyu uzatmadan Akif’in Çanakkale Şirinden birkaç satır aktararak bitirmek istiyorum;
Vurulmuş tertemiz anlından uzanmış yatıyor;
Bir hilal uğruna, ya Rab ne Güneşler batıyor.
Ey, bu topraklar içinde toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pak alını değer.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe!” desem sığmazsın.
E Posta: kayaerdogan-68@hotmail.com
Web: www.erdogankaya.tr.gg