ERDOĞAN KAYA (BİZİM AYNA)
EŞLER ARASINDA İLİŞKİ NASIL OLMALI?
Günümüz insanlarının çeşitli zaafları vardır. Bazen bu zaaflara tapar. Kimisi paraya, kimisi şöhrete, kimisi makam ve mevkie ve en önemlisi de bazıları kadınlara karşı zaafı vardır, onlara tapar. Yani insan neyi çok seviyorsa ona karşı aşırı zaafı ardır.
Geçen bir dostumda, kadınlara olan zaaftan bahsederken, niçin bu konuları hiç yazmadığımı söyledi. Bunun utanılacak tarafı yok. Peygamberimiz bunun en iyi örneği olmuş, hadislerle konunun sabit olduğunu bana hatırlattı. Hatta bunları müstehcen medyadan mı öğreneceğiz diye de sitem etti. Doğru söylüyordu, ahlaki değerler içerisinde, kendine helal olan bir karı koca münasebetlerini insanlar bilmesi gerektiğini düşündüm.
Bu tür ilişkilerin yanlış yerlerden öğrenilmesinin sorumlusu olacağımızı düşündüm. En azından onlara Evlilik ve Mahremiyetleri ile ilgili kitapları tavsiye edebilirdim. Mesela bir ayeti kerimenin manasının yanlış yorumlandığını bize anlattı. Bu ayeti size de nakledeyim:
“ Kadınlarınız, sizin için evlat yetiştiren tarlanızdır. Tarlanıza dilediğiniz gibi varın” (Bakara süresi 223 ayet) mealindeki ayetin, ters ilişkilerle bağlantı kuranların olduğu söyleniyor. Helal dairesi belli, harama girmeye gerek yoktur. Helal dairesi geniş ve hem de keyfede kâfidir. Buradaki ifade şekli bir tariftir. Birisi insanların şahsi ihtiyaçları için kullanılan uzuv. Diğer neslin çoğalması ve karı koca arasında ki bir ihtiyacın giderilmesidir. Tıbbende doğru olmayan bir münasebeti islam dini şiddetle reddeder. Çokta büyük günah işleyip çeşitli hastalıkların müsebbibi olmuş olursunuz. Birçok tedavisi mümkün olmayan, günümüz hastalıklarının ana kaynağı, ters ilişkilerin neticesidir.
Peygamber (s.a.v.) bir hadislerinde: “ Hanımına tenasül uzvuna olmak şartı ile istediğin şekilde yaklaş. Ona yediğinden yedir, giydiğinden giydir. Yüzüne karşı “çirkinsin” deme ve dövme” buyuruyor. Peygamberimizin buradaki ifadesi ters ilişki değildir. Ters ilişkinin doğru olmadığını ve bu uzuvların erkek ve kadın için birer ihtiyaç uzvu olduğu bilinmektedir.
Peygamberimiz bu hadisi ifade edince, bir kısım Yahudiler yanlış yorumladılar. Hatta daha ileri giderek, doğan çocukların şaşı olacağını ifade ettiler. Bunun üzerine yukarıdaki ayet nazil oldu. Bu yazımdan dolayı bazı sivri zekâlılardan beni de ayıplayanlar olacaktır. Ama onlara sorarım, televizyon karşısında hanginiz güzel bayanları ve mankenleri seyretmiyorsunuz? Hanginiz izlediğiniz dizi ve filimler de helal haram dinlemeden her şeyi izliyorsunuz? İnanırmısınız evimde ailem şahit, bir TV dizisini tam seyretmiş değilim, bu yaşıma kadar da seyretmedim. Sosyal ve güncel olayların dışında, film ve dizi benim alemimde yoktur.
Evlilikle ilgili birçok dini kitaplar var. Bunların ekserisini bayanlar hazırlıyorlar. Bu tür meseleleri açık ve seçik olarak yazıyorlar. Doğru olanı da budur. Birisinde geçen iki ayrı hadisi şerifi sizlere de nakledeyim. Bu bayanlar yazarken utanmışlar mı?
“Herhangi biriniz, hanımıyla cinsi münasebette bulunduğunda, bunu sevgi ve arzuyla yapsın. Hanımından önce tatmin olursa, acele etmesin, onunda tatmin olmasını beklesin.”
“Herhangi biriniz, hanımıyla cinsi münasebette bulunduğu zaman, kendinin tatmin olmasını beklesin, hemen ayrılmasın” buyuruyor. (Evlilik ve Mahremiyetleri kitabı)
Görüldüğü üzere peygamberimiz aile hayatında ayıptır diye hiçbir şeyi gizli tutmamış. Peki, bize ne oluyor da bunlardan dolayı insanları ayıplıyoruz? Bunları bilmezseniz, başka şeyleri, yani ters ilişkileri öğrenirsiniz. Bugün birçok gazetelerde tatminsizlik ve ihtiyaçların karşılanmaması sonucu çok aileler boşanıyor. Aile hayatında bencillik yoktur. Şahsını düşünmek bir haksızlığa sebep olmaktır. İslamda bencilliğe yer yoktur.
Peygamberimiz bir hadislerinde de buyuruyor ki: “ Kişinin geçimi üzerine farz olan kimseleri ihmal etmesi, günah olarak kendisine yeter” buyuruyor. Devam eden hadiste ise: “ Kadın kocasına karşı süslenir, temiz giyinir, onu kendisine bağlar ve kocasını tehlikeye atmaktan kurtarmış olur” buyuruyor. Görüldüğü üzere mutlu aile yuvası karşılıklı mutluluktan geçmektedir. Siz ona buna değil sünnete uyun yeter. Sürçü lisan etti isek affınıza sığınırız.
.