Erdoğan KAYA (Gazeteci - Yazar) Aksaray Tarihi
Sayfalar  
  Ana Sayfa
  KİTAPLARIM
  Benim Şiirlerim
  KÖŞE YAZILARIM
  => ÇANAKKALE ŞEHİDİNİN TORUNU OLMAK
  => ESKİLERİN KOKUSU BİLE GÜZELDİ
  => NAZAR İNSANI ÖLDÜRÜR
  => KİMLER SEVGİYE DAHA ÇOK MUHTAÇ
  => DÜĞÜN MÜ YAPIYORUZ OYUN MU?
  => KORKMAYIN ÖLÜM KENDİSİNİ SEVDİRİYOR
  => GAZETECİ GAZETECİ GİBİ OLMALI
  => SERMAYENİN DİNİ İMANI OLMAZ
  => TOPLUMUN MENFAATİ ÖNDE OLMALI
  => EŞLER ARASINDA İLİŞKİ NASIL OLMALI?
  => ÖKÜZ ÖLDÜ ORTAKLIK BOZULMASIN
  => KIRGINLIKLAR GİDER DOSTLUKLAR BAŞLAR
  => KİMLER BABALARINA ÂŞIK?
  => KASABA VE KÖYLER MAHALLİ SEÇİM HAVASINDA
  => ÜZMEZ’İ ÜZÜN AMA
  => İYİLİKTE KÖTÜLÜKTE UNUTULMALIDIR
  => “İSRAİL VAMPİRİ DOYMAK BİLMİYOR”
  => ATTIĞIMI TUTSUN VERDİĞİMİ YUTSUN ZİHNİYETİ
  Üyelik ve Forum
  Fotoğraflar
  Benim KÖYÜM
  TATLICA KÖYÜNDE MİLLİ GÜREŞÇİLER GÜREŞTİ
  Aksaray Tarihi
  Aksaray Tarihi Hakkında
  Aksaray'dan İstanbul Aksaray'a
  Selçuklu Eseri Ulu Cami
  KIZIL MİNARE (EĞRİ MİNARE)
  ZİNCİRİYE MEDRESESİ
  Kurşunlu Cami ve Diğer Tarihi Camiler
  Aksaray'da Kabri Bulunan Bazı Veliler
  Aksaray'da Yöresel Alkış ve İntizarlar
  Yöresel Şive Okşamaları
  Yöresel Deyimler ve Atasözleri
  Aksaray'da Yöresel Konuşmalar
  Aksaray'da Yöresel İsimler
  Aksaray'da Mahalli Yemekler
  ŞEYH HAMİD-İ VELİ (SOMUNCU BABA)
  ŞEYH CEMALEDDİN-İ AKSARAY-İ
  Kim 1 Milyon İster?
  Bilgi Yarışması
  Kişisel Resimlerim Fotoğraflar Bölümündedir.
  Aksaray Köy ve Kasaba Resimleri Fotoğraflar Bölümündedir
  KARDEŞ SİTELER
KİMLER BABALARINA ÂŞIK?

                                          ERDOĞAN KAYA (BİZİM AYNA)

                                                                                  

                                           KİMLER BABALARINA ÂŞIK?

     Bugün size ibretlik bir kıssadan hisse anlatacağım. Sonra konuya gireceğim. Malumunuz sonbahar aylarında Anadolu ya bahar mevsiminde gelen Leylekler, son baharda iklimi kendisine uygun bölgelere göç ederler. Bende yörelerimiz çalışması esnasındaki gezilerimde köylere yuva yapan leyleklerin göçünü görünce bu kıssa aklıma geldi. Gelin bu kıssayı insan ayrımı yapmadan hepimiz dikkatle okuyalım.

     Oğlu gurbetten gelecek olan baba, dört gözle evladını bekler. Sabaha kadar uyuyamayan baba sabaha karşı gelen evladına sarılır koklar. İlkbahar mevsimi olması nedeni ile yeni açan çiçekler gibi kokuyorsun diye defalarca oğluna sarılıp koklar öper.

     Aradan birkaç gün geçmişti. Evleri de köyün kenarında bir sulak bölgede olması nedeni ile bir Leylek gelip karşıya konmuştu.

    Baba oğlunun kendisini ne kadar sevdiğini, ne kadar Baba özlemi duyduğunu öğrenmek istiyordu.

     “Bak oğlum şu karşıdaki uzun ayaklı, uzun boyunlu suda bir şey karıştıran kuşun adı nedir” diye oğluna sordu. Oğlu “Baba bilmiyor musun o bir leylek” diye cevap verdi.

     Aradan birkaç dakika geçmişti ki, baba yine sordu: “Oğlum şu karşıdaki kuşun adı nedir” dedi. Kızgınlıkla oğlu: “Baba dedim ya sana onun adı Leylek” diye cevap verdi.

     Biraz sonra baba tekrar sordu. Bu sefer oğul kafasını bir o yana bir bu yana sallayarak: “Anlamıyor musun baba, benim canımı sıkma o bir leylek diyorum sana” dedi.

     Yeşil sulak içinde durmadan gezinen Leylek uçup gitmek bilmiyordu. Baba biraz gezindi gülümseyerek tekrar sordu: “Oğlum bu kuşun adı nedir?” dedi. Bu sefer çok kızan oğlu: “ Baba benim sabrımı mı deniyorsun. Yoksa senin kafan mı sulandı. Bir daha bana soru sorma. O kuşun adı leylek diye sana kaç defa söyleyeceğim” dedi.

    Gülümseyerek yerinden kalkan baba yirmi beş yıldır tuttuğu günlük defterini çıkarıp geldi ve yerine oturup, defteri karıştırmaya başladı. Sonunda karıştırdığı yerdeki notunu buldu. Notu okuması için oğlunun eline verdi. Oğlu notu okuyup babasından özür diledi. Notta oğlu üç yaşında iken aynı yere Leylek konmuştu oğlu babasına tam yirmi üç defa sormuştu: “Baba bu kuşun adı nedir” diye. Üşenmeden oğluna zevkle izah edip anlatan baba birde ona söyletir, sonrada öpüp koklamıştı. Bu aklına gelir ve oda oğluna sorar ve kendisini ne kadar sevip saydığını öğrenmek ister.

     Görüldüğü üzere evlatların anne ve babalarına ne kadar tahammül ettikleri günümüzde ortadadır. Sınayın bakalım sizi ne kadar seviyorlar? Çocuklarını eşlerini sevdiklerinin yarısı kadar sevebiliyorlar mı? Çocuklar babalarına ne kadar âşıklar. Ben küçükken o dönemler hep babama âşık olurdum. İnanırımsınız aramıza uzun bir mesafe ve disiplin koymasına rağmen. Hiçbir derdimizi direk olarak anlatamazdık. Ama giyimine, kuşamına ve yaptığı işlere âşıktım. Onun yaptıklarını bende yapmaya çalışırdım.

      Samimi söylüyorum, onun oturduğu odada arkadaşları varsa o odaya girmemiz mümkün değildi. Karşısında bırakın konuşmayı, ayağımızı uzatıp oturamazdık. Onun izni olmadan sofraya oturmazdık. Bizler böyle bir disiplin ve eğitimden geçmemize rağmen. Onları çok sever, yokluklarını arıyorum. 90 yaşında vefat ettiğinde kabri başında kimsesiz yetim kaldığımı anlayıp dona kaldım. Bir el benim kolumdan tutup mezardan çıkardı. İnanın onu hiç kırmadım, incitmedim. Onun yokluğunu halen hissediyorum ve babama aşığım.

    Evet, size soruyorum, evlatlarımız sizlere ne kadar âşık sizi ne kadar taklit ediyorlar. Eğer cahillik ve geri kafalılıkla suçlanmazsanız o size yeter. Evlatlarınızın yanlışlarını söylemekten çekinmiyor musunuz? Kafaları kızdığında veya üzerlerine biraz gittiğinizde azar işitmiyor musunuz? Yanlışlarını anlatmaktan nerede ise korkmuyor musunuz? Hadi bugünün evlatları ile eskileri bir kıyaslayın. Hangileri daha çok babalarına annelerine âşıktırlar. Okumak insanı büyütmüyor. Terbiyeyi ahlakiye insanı büyütür. Tabii bunu alanlar büyürler.

 
Anket  
   
Aksaray Tarihi  
  Aksaray ili ile ilgili bilgi ve resim istiyorsanız bilgi için Aksaray Tarihi sayfasına gidin fotoğraf istiyorsanız Fotoğraflar sayfasına bakınız  
Takvim  
 

 
Gazeteler  
 

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol