ERDOĞAN KAYA (BİZİM AYNA)
KIRGINLIKLAR GİDER DOSTLUKLAR BAŞLAR
Sevgili dostlar, bir Ramazan ayını daha geride bırakırken. Acısı ile tatlısı ile bir ayı, en azından huzur içinde geçirdik. Bu ay Kur'an ve Rahmet ayı olması nedeni ile bundan nasiplenenler mükâfatını aldılar. Bunu değerlendiremeyenler ise bundan mahrum kaldılar.
Ramazan ayı nedeni ile oruçlu olanlar aç ve susuz insanların halini anladılar. Tutmayanlar için bir şey değişmedi. Ne bu Ramazan sevabından ve nede bu bereketten nasiplenebildiler. Nede varlık ile yokluğu birbirinden ayırabildiler. Tabii bu kişilerin kendi tercihleri ve yaşamlarıdır. Kimseyi de bir şeye zorlayamazsınız. Ama bir din kardeşi olarak insanların ahiretini düşünerek onları uyarmakta bizlerin görevi olsa gerek. Otuz yılı aşkındın makale yazar bu tür eleştirileri yaparım. Kişilerin eleştiri ve tenkitleri doğruları söylememi engelleyemez. Bugüne kadar da engelleyemedi. Bu can bu bedende olduğu sürece de, gerekli gördüğüm zaman doğruları söylemeye devam edeceğim.
Saygı değer okuyucular, bayramlar yılda iki defa gelen bir güzelliktir. Bu bayramlar kucaklaşmanın, barışın ve dostluğun ilk adımı ve fırsatıdır. Bu fırsatı iyi değerlendirmek lazım. Birbirine gereksiz ve lüzumsuz yere küs olanlar bu bayramı bir fırsat bilerek ilk adımı atarak insanları kucaklayıp barışmalıdırlar. Gurur, kibir ve enaniyetimizi bir tarafa atarak, büyük küçük demeden insanların ayağına gidip barışmalıyız el ve gözlerden öpmeliyiz.
Bugün Konutlarda, beton yığınları içine dolan insanlar birbirlerini tanımaz ve birbirlerinin hallerinden anlamaz hale gelmiştir. Apartman komşuları birbirlerini nerede ise göremez haldedirler. Yani komşuluk ölmüş. İnsanlar birbirlerini ancak cenazesi ve düğünü olduğunda görür hale gelmiştir. Onu da zoraki yapmaktadırlar. Akrabalar birbirlerini tanımaz hale gelmiştir. Sılayı rahim denen bir olay vardır, bunda da çok büyük sevap vardır. Ama gelin görün bunu yapanların sayısı her geçen gün azalmıştır. Gençler aile büyüklerinin ayaklarına gitmez olmuşlar. El öpmeye tenezzül etmemektedirler.
Şimdilerde moda bayramlarda tatile gitmek oldu.” Efendim tatile gitmeyelim de ne yapalım. Senenin 11 ayı çalışıyoruz, hiç değilse tatili değerlendirelim” diyenler var. Doğruda, bu tür bahaneler çoğala çoğala güzel adetlerimiz yok olup gitti. Bir gün çok az kalan adetlerimizde yok olursa hiç şaşmayalım.
Eskiden bizim çocukluğumuzda, köyümüzde çok fazla şeker dağıtan olmazdı, aileler durumlarına göre ikramda bulunurlardı. Rahmetli Babam, kakaolu şeker dağıtırdı. Oda Öğretmen ve aydın kimse olması hasebi ile zannedersem bunu yapardı. Bende kendi evimize arkadaşlar içine karışır bayramcı gelir şeker alırdım. Kalabalıktan rahmetli babam bilemezdi. Bunu büyüyünce anlatırdım. Rahmetli kahkalar atarak gülerdi. Birçok evlerde kuru üzüm, kavurga ve nohut gibi hediyeler cebimize konardı. Bazıları akide ve Bakla şekerleri olurdu ondan dağıtırdı. Bunu dağıtanları ve o dönemleri halen hatırlar unutmam. Şimdiki çocukların böyle bir hatırası var mı? Çocuklar komşu eve bayramlaşmaya gitmiyor. Çünkü büyükler onlara iyi örnek olmuyorlar da ondan.
Evet bugün birlik ve beraberliğimizin sekteye uğraması, örf ve adetlerimizi unutmamızdan kaynaklanmıyor mu? Sürekli neslin kötüleştiğinden şikâyet etmiyor muyuz? Sebebi nedir, ecdadımızın ve inançlarımızın bize yadigâr bıraktığı adetlerimizi unutmamızdandır.
Hülasayı velkemal, böyle bir bayramı eskiye dönük kutlamak dileği ile hepinizin Ramazan Bayramını kutluyor, Cenab-ı Haktan sağlık ve afiyet içerisinde nice bayramlara kavuşmanızı diliyor. Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpüyorum. Nice Bayramlara.
ERDOĞAN KAYA
GAZETECİ-YAZAR
msn: kayaerdogan-68@hotmail.com
WEB: www.erdogankaya.tr.gg